Merhaba sevgili okuyucular. Bu yazımızda sizlerle bir okurumuzun yazmamı istediği konuyu paylaşacağız.

    Biz insanlar hayatımızı planlı ve düzenli bir şekilde geçirmeye çalışırız, hayatlarımızda problemler olmasın, olumsuz sonuçlarla karşılaşmayalım isteriz. Fakat hayatta önümüze birçok engel çıkar. Kimi zaman yetişmek istediğimiz bir uçağı, treni veya vapuru kaçırır, kimi zaman iş görüşmesine geç kalır, kimi zamanda yaşadığımız bir olayın sonucunun "kötü" olduğunu düşünürüz. Çoğu zaman bu engellerin ve problemlerin bizlerden veya bu engellere sebep olan kişilerden kaynaklandığını düşünürüz. Fakat bunların günlük akışın bir parçası olduğunu, bu problemlerin gerçekleşmesi gerektiğini görmezden geliriz. Ya da yaşadığımız kötü olayların aslında iyi taraflarının da olduğunu, reddedildiğimiz bir iş görüşmesinin aslında hayatımıza yeni kapılar açacağını görememekteyiz. Göremediğimiz, görmezden geldiğimiz hayatın bu penceresini “Gerçekleşmesi önceden planlanmış" veya “ Gerçekleşmesi gereken olaylar" olarak yani kader olarak tanımlayabiliriz. Bunları örneklerle nitelendirmemiz gerekirse şu hayat hikayelerine bakabiliriz:

     Onun adı Besim Ömer Akalın, yani Titanik’i kaçıran tek yolcu. Besim Ömer Akalın bir sağlık kongresine katılmak için Titanik adlı gemiye yetişecekti. Fakat bileti olmasına, önceden yer ayırtmasına rağmen bu gemiyi kaçırmıştı. Ve tarihte yer alan Titanik kazası gerçekleşmişti. Besim Ömer Akalın İstanbul'a dönerken bu haberi almış ve sarsılmıştı. Daha sonraları şu sözleri dile getirmişti: " Titanik'ten kurtulan tek Türk benim... Onun için artık hiçbir kazadan korkmuyorum. 1513 ölü... elimi bir az daha çabuk tutsaydım bu rakamı 1514 yapabilirdim. Hayatımı, bir vapur kaçırmama borçluyum!" Eğer Akalın bu gemiyi kaçırmasaydı hayatını kaybedecek ve ülkemizde sağlık alanında yapmış olduğu birçok yenilik olmayacaktı. Bu hayat hikayesinden de anlaşılacağı gibi bazen geç kalışlarımız bizim sorumsuzluğumuzdan kaynaklanmaz, hiçbir şekilde engel olamayacağımız hayatın akışından, bunların gerçekleşmesi gerektiğinden kaynaklanır. Eğer bu örnek sizler için yetersiz geldiyse bir de şu örneğe göz atalım:

      Kendisi, insanlar tarafından "E-postası olmadığı için milyarder olan adam" bilinir. Bu adam Microsoft şirketine iş için konuşmaya gidiyor. Girmek istediği iş tuvalet temizleyiciliği. İnsan kaynakları menajeri ile görüşüp tıkanmış bir lavaboyu temizleyip testten geçiyor ve insan kaynakları menajeri adama testi geçtiğini, hangi gün saat kaçta iş başı yapması gerektiğinin kendisine e-posta yoluyla gönderileceğini söylüyor. Fakat bu adam, e-posta kullanmadığını açıklıyor. İnsan kaynakları menajeri: “Üzgünüm ama e-postanız yoksa siz sanal olarak var sayılamazsınız ve bu yüzden sizi işe alamayız.” diyor. Adam çaresizce dışarıya çıkıyor ve “Ne yapsam, ne etsem!” diye düşünürken cebindeki 10 dolar ile 20 kilo kiraz almaya karar veriyor. Kapı kapı gezerek kirazları satıyor ve 2 saat içinde sermayesini 2 katına çıkarıyor. “Bu şekilde ekmek paramı çıkarabilirim.” diyerek her gün sabah erkenden kalkıyor ve kapı kapı dolaşarak kiraz satmaya başlıyor. Gün geçtikçe sermayesi büyüyor derken küçük bir kamyonet alıyor ve satışa devam ediyor. Az bir zaman sonra büyük bir kamyon ve birkaç küçük kamyonet satın alıyor. Aradan uzun yıllar geçiyor ve bu adam Amerika’nın en büyükleri arasında yer alan bir nakliyat şirketinin sahibi oluyor. Bir gün ailesinin geleceğini düşünerek sigorta yaptırmak istiyor. Sigorta şirketi kendisinden bir e-posta adresi istiyor. E-posta kullanmadığını söylediğinde sigortacı: “İlginç, e-postanız olmadan büyük bir holding kurmuşsunuz. Bir de e-postanız olsaydı neler yapardınız!” diyor. Bu adamın verdiği cevap ise sayısız defa reddedilen insanlara bir örnek oluyor: “E-postam olsaydı şu an da Microsoft’ta tuvalet temizliyordum.”Kısacası geçmişte yaşanan bu olayların olabilmesi için bu adamın reddedilmesi gerekmekteydi. Reddedilmese bunları yaşayamayacak ve milyarder olamayacaktı... Bu olaylar önceden planlamış ve gerçekleşmesi kesinleşmişti. Gerçekleşmesi gereken bu olay, hayatın değişmez akışını görebilmemiz için örnek olmakta sevgili okuyucular.

      Değerli okuyucular, hayatta kaldığımız süre boyunca birçok kez planlarınız bozulacak, çoğu kez buluşmalara geç kalacaksınız, onlarca kez iş başvurularınız reddedilecek, giriştiğiniz işler başarısızlıkla sonuçlanacak, onlarca para harcayıp aldığınız uçağın bileti uçağı kaçırmanız sonucu boşa gidecek ya da derslerinize çok çalışmanıza rağmen sınavları kaçırıp sınıfta kalacaksınız ve olayların hep kötü tarafını göreceksiniz. Ama bu kötü olayların aslında iyi taraflarının olduğunu da görmeyi unutmayacaksınız. Mesela geç kaldığınız buluşmaya eğer vaktinde gitseydiniz araba kazası geçirebilirdiniz, atıldığınız işlerin aslında sizlere bir tecrübe kapısı olduğunu fark ederek doğru yollara gidebilecektiniz, kaçırdığınız uçağın okyanusa düştüğünü öğrendiğinizde yaşadığınıza sevinecektiniz ya da sınıfta kaldığınızda hayatınızın aşkını bulabilecektiniz değerli okuyucular. Sizleri örneklere boğmuş olabilirim. Ancak yaşanan bu olaylar bizler için büyük tecrübeler oluşturmakta ve çok önemli dersler içermektedir. Bu yazımla sizlere hayatın başka bir penceresi olduğunu göstermeye çalıştım. Umarım kendimi sizlere anlatabilmişimdir. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere takipte kalın.

*Sevgili okuyucular bu videoyu izlemeniz anlamanız açısından yarar sağlayacaktır.